Konumu itibariyle Karadeniz kültürünün karakteristik özelliklerini taşıyan şehir, uzunluğu 175 kilometreyi bulan ince bir şerit gibi uzanan kumsalları, tatlı bir maviliği ve az tuzlu olması ile ünlenen denizi, kumu, zengin bitki örtüsü, bol su kaynakları ve derin koylarının yanı sıra, hava, deniz, kara ulaşımına uygunluğu açısından da her dönem ziyaret edilmeye elverişli bir turizm kenti olmuştur.
Sinop’un saptanabilen en eski adı, Sinope’dir. Bir söylenceye göre kent adının kurucusu olarak kabul edilen aynı isimli bir Amazon kraliçesinden almıştır.
Sinop doğal güzelliklerinin yanı sıra, birçok medeniyete ev sahipliği yapmış olmanın verdiği avantaj ile oldukça fazla sayıda arkeolojik ve tarihi eseri de sınırları içerisinde bulundurmaktadır. Sinop ili ve ilçelerinin tümünde MÖ 3000’lere uzanan Tunç Çağına ait eserlerden, Osmanlı dönemine kadar uzanan tarihsel döneme ait çok sayıda eseri görmemiz mümkün olmaktadır.
Gezilecek yerler:
Sinop Kalesi
Hamsilos Koyu
Erfelek Tatlıca Şelaleri
Çeçe Sultan ve Seyit Bilal Türbeleri
El Sanatları Çarşısı
Şahin Tepesi
Balatlar Kilisesi
Boyabat Kalesi