Otomobil sürücülerini yakından ilgilendiren bazı kurallar var. Bunlar net bilinmediği için zaman zaman kafa karışıklığına yol açıyor. Kuralları iyi bilen sürücüler ise genelde daha avantajlı oluyor ve herhangi bir sorunla karşılaştıklarında haklarını arayabiliyorlar. Trafik ihlali nedeniyle ceza alan sürücüler genelde bunu hiç sorgulamadan ödüyorlar. Ancak kurallara göre bazı durumlarda sürücü cezayı ödemek zorunda değil.
Radara yakalanırsa
Örneğin araçla hızlı gidilip radara yakalanıldığında plaka kimin üzerineyse o kişiye yazılı bildiri gönderilir. Belirlenen ceza miktarının ödenmesi istenir. Ancak kurallar gereği araç sahibi otomatikman bu cezayı ödemek zorunda değil. Almanya’dan bir örnek verelim. Diyelim ki siz otomobilinizi bir arkadaşınıza verdiniz. O da hız kurallarına uymadı ve radara yakalandı. Bu durumda yetkililer görüntüyü inceleyip araç sahibi olarak size bildiri gönderecektir. Yapmanız gereken ilk iş radar fotoğrafını incelemek olsun. Eğer fotoğraftaki kişinin siz olduğunuz net bir şekilde görünmüyorsa siz araç sahibi olarak bu cezayı ödemek zorunda değilsiniz. Kurallar size bu hakkı tanıyor.
Ehliyete el koyamazlar
Yetkili makamlar radara yakalanan ve direksiyon başındaki kişinin kim olduğunu ispatlamak zorunda. Eğer fotoğraftaki kişinin tespiti mümkün değilse, araç sahibi otomatikman sorumlu tutulamıyor. Bu durum hızlı gitme veya kırmızı ışıkta geçme gibi durumlar için geçerli. Yetkili makamlar size para cezası uygulayamadığı gibi size ceza puanı da veremezler veya ehliyetinize el koyamazlar.
Cezadan kurtuluyorsunuz
Sizin araç sahibi olarak gelen cezaya itiraz etme hakkınız var. “Fotoğraftaki kişi ben değilim” şeklinde beyan vermeniz durumunda büyük ihtimalle cezadan da kurtulmuş olacaksınız. Ancak bu işin ilk aşaması. Siz istenen miktarı ödemek zorunda kalmıyorsunuz ancak bu defa da yetkili makamlar harekete geçerek ikinci aşamayı uygulamaya başlıyorlar. “Eğer fotoğraftaki kişi siz değilseniz, kim?” sorusunu yöneltiyorlar. Araç sahibi “Bilmiyorum” deme hakkına sahip.
Seyir defteri isteniyor
Bu durumda ise makamlar “Madem kendi aracını kimin kullandığını bilmiyorsun. o zaman bundan böyle bir seyir defteri tutman gerekiyor” şartını size bildiriyorlar. Yani siz bu seferlik cezayı ödemekten kurtuluyorsunuz, ancak yetkililer size aynı bahaneyi ikinci defa kullanmanıza izin vermiyorlar. Bu tarihten itibaren aracı kullanan herkes bütün bilgileri bu seyir defterine yazmak zorunda.
Peki bu seyir defterine neler yazılmak zorunda?
Almancada “Fahrtenbuch” adı verilen bu deftere direksiyon başına geçen herkes adını, aracı kullandığı tarihi, nereden nereye gittiğini, hatta yolculuğun başlangıç ve bitiş tarihini de yazmak zorunda. Yetkililer bu bilgiler sayesinde bir dahaki sefer herhangi bir trafik ihlali olduğunda kimin şoför koltuğunda oturduğunu net bir şekilde görebiliyorlar.
Kurtuluş yok
Eğer araç sahibi seyir defteri zorunluluğu getirilesine rağmen buna uymayım aracı kimin sürdüğünü kaydettirmezse kusurlu duruma düşüyor. Yani örneğin bir dahaki sefer biz hız ihlali cezası geldiğinde yine “Aracı kimin kullandığını bilmiyorum. Seyir defteri de tutulmadı” derse yetkili makamlar bu gerekçeyi atık kabul etmiyor. Eğer sürücü tespit edilemezse bu defa araç sahibi cezadan kurtulamıyor ve bunu ödemek zorunda kalıyor. Hatta zorunda olmasına rağmen seyir defteri tutulmamasının da olumsuz etkileri olabiliyor.
(A)