Osmanlı Dönemi’nde kahve sunumu adeta özel bir tören niteliğinde yapılırdı. Detaylar haberde…
Kahvenin öğütüldüğü değirmenden, Kahvecibaşı diye tabir edilen kahveyi yapan kişinin omuzuna attığı peşkir denilen süslemeli havluya, kahve puşidesinden kahve fincanları ve takımlarına, altın ve gümüş işlemeli sitil takımlara, örtüler üzerinde elmas, yakut, incilerle süslenmiş fincan zarflarına kadar her detayda Osmanlı ihtişamını görmek mümkündü.
Osmanlı Dönemi’nde Türk kahvesinden önce koyu kıvamlı tatlı ikram edilmesi adettendi. Kahveyle beraber de misket üzümü, menekşe, gelincik, meyan kökü, demirhindi, gül suyu türü kök meyve ve çiçeklerden hazırlanan şerbetlerle ve nargile ile sunum çeşitlendirilirdi. Sultan II.Abdülhamid yaşadığı dönemde kahve tiryakiliği ve özel kahve içme tarzı ile bilinen padişahlardandır.
Kahve Türk Kimliğini Nasıl Kazandı?
Türkler tarafından uygulanan pişirme yöntemi ile telvesiyle sunulan ilk kahve oldu. Pişirilme yöntemi sayesinde oluşan, köpüğü, özel tadı ve kokusu eşliğinde yanındaki ikramlarla beraber Osmanlı Sarayı’ndan günümüze uzanan kendine özgü bir Türk Kahvesi gelenek ve kültür kimliği oluştu.
Kahve bahane sohbetleri 40 yıllık dostluklara temel oluşturdu , 40 yıl hatırı sayıldı. Haydi bir toplanalım konuşalım denilmedi, bir kahve içelim denildi. En samimi, en sade, en yalın, en doğal sohbetlere lezzeti ve sıcaklığıyla eşlik etti. İnsanların hayatlarındaki en özel günlerinde, kız isteme merasimlerinde damadın ailesine kahve ikram edildi.
Lezzetiyle damaklara hitap eden Türk kahvesi kalp sağlığına faydalı olduğu gibi, zihin açıcı ve hafızayı kuvvetlendirici özellikleriyle de sağlığımız için oldukça faydalıdır.
Not: Bilgiler Türk Kahvesi Derneği’nden alınmıştır.
Bu haberi de okuyun: Osmanlı kahve ile nasıl tanıştı?
Hazırlayan: Meryem Aktaş
- Haberleri kaçırmamak için sayfamızı takip edin: www.facebook.com/turizmavrupa