Avrupa’da yaşayan yüzbinlerce kişi her yıl karayolundan Türkiye’ye seyahat ediyor. Bu uzun yolculuk sırasında sık sık trafik kazaları meydana geliyor. Ne yazık ki yaralananlar ve ölenler de oluyor. Son yıllarda kazaların daha çok Türkiye’de yaşandığı da görülüyor. Yaşadığı Avrupa ülkesinde kuralların en ufak detayına bile dikkat eden ve hiçbir ihlalde bulunmayan sürücü, her nedense yurtdışına çıkar çıkmaz trafik canavarı oluyor. Bu tabiki herkes için geçerli değil, ancak kaza nedenlerine bakıldığında hep aynı ihlaller ve hatalar dikkat çekiyor: Hatalı sollama, aşırı hız, uykusuzluk ve yorgunluğun yol açtığı kazalar.
Anlaşılan tatilde olmanın heyecanı ve sevinci bazı sürücülerin dikkatini dağıtıyor. Hele bir de “Bir an önce vatanıma/memleketime varayım” diye acele edilince kazalar kaçınılmaz oluyor. Geçtiğimiz yıllarda uykusuzluk nedeniyle yaşanan üzücü olayların sayısı çok fazla. Bırakın oteli, yol kenarındaki dinlenme tesisinde bile durup uyumayı ihmal edenler bile var ne yazık ki. Bu sürücüler genellikle “Dayanabildiğim kadarıyla dayanırım” zihniyeti ile hareket ediyor. Bazıları şans eseri kazasız hedefine varıyor. Ancak bazıları ölümle sonuçlanan kazalara neden oluyor.
Bu yıl da Türkiye’den neredeyse her gün kaza haberleri alıyoruz. “Gurbetçi aile kaza yaptı” başlığını sizler de sık sık görüyorsunuzdur. Lüks otomobillerle memleketine gidenler trafik kurallarına uymayarak hem kendi, hem de başkalarının canını tehlikeye atıyor. Almanya, Fransa, Hollanda veya İsviçre’deki cezalarından korkanlar ve bu nedenle dikkatli davrananlar, Türkiye’de herhalde “Ceza gelse de birşey olmaz” düşüncesiyle hareket ediyor. Anlaşılan Türkiye’deki cezalar bu konuda yeteri kadar caydırıcı değil. Belki Avrupa’da uygulanan sıkı kurallar ve cezalar Türkiye’de de uygulansa, insanlarımız daha duyarlı davranırlar.