Korkunç depremin yaralarını sarmak çok uzun sürecek. Ancak çok geç kalmadan sorumluları da tespit etmeyi ihmal etmemek gerekir. “Depreme dayanıklı” diye yapılan, yapımı kısa süre önce biten, hatta yapım aşamasında olan binaların bile yıkıldığı görüldü. Şimdi hem Türkiye’de hem de dünya genelinde milyonlarca insan “Bu nasıl mümkün olabilir?” sorusunu gündeme getiriyor. Gözler elbette ilk önce binaları yapanlara çevrildi. Daha depremin ilk günlerinde “Müteahhitler yurtdışına kaçmamalı. Bunu engelleyin” çağrıları yapıldı. “Yaptıkları bina ve sitelerden çok büyük paralar kazanan ve oldukça lüks bir yaşamları olan bu kişiler mutlaka hesap vermeli” talebini dile getirenler, aynı zamanda “Sadece onlar mı suçlu” sorununu da gündeme getiriyorlar.
Diğerleri de kaçabilir
Hatay’da yıkılan “Rönesans Rezidans İnşaat’ın müteahhidi Mehmet Yaşar Coşkun önceki gün yurtdışına kaçmak üzereyken yakalanmıştı. İddialara göre başka inşaatların sorumlulukların da yurtdışına kaçma planı yapıyor. Bu sebeple yetkililerin biran önce harekete geçip bunu engellemesi gerekiyor. Basına konuşan müteahhitler “Bizi neden günah keçisi ilan ediyorsunuz. Deprem çok büyüktü binalar o sebeple yıkıldı. Tek yıkılan bina bize mi ait?” gibi ifadelerle kendilerini savunuyorlar. Yani onlara göre kendilerinde herhangi bir kabahat yok. Elbette bu ifadelerle yargılanmaktan kurtulamayacaklar. Ancak söylediklerinde doğruluk payı da var. Çünkü tek sorumlu onlar olmamalı. Onlara binaları yapma iznini verenler ve denetlemeyenler de hesap vermeli.
Sorumlular tespit edilsin
Burada devletin biran önce harekete geçip gelecekte bu tür faciaların olmaması için bütün sorumluları tespit etmesi ve kimsenin gözünün yaşına bakmadan gerekli önlemleri alması gerekiyor. Kim neden bazı durumlara göz yumuyor, kim yanlış denetim yapıyor, kim hatalı izinler veriyor gibi konular gündeme gelmeli. Ayrıca sorumlulara yurtdışına çıkış yasağı getirilmeli. Aksi taktirde bu tür kişiler paraları ile yurtdışına kaçıp orada yine çok rahat ve lüks bir hayat yaşamaya devam edecekler.
(A)