Avrupa’da yaşayan vatandaşlarımız Türkiye dönüşü beraberinde getirdikleri eşyalar sebebiyle büyük sıkıntı yaşıyorlar. Kimisi yanında hayvansal ürün getirdiği için gümrük kontrolüne yakalanıyor, kimisi de yanında çok fazla para olduğu için. Ancak gümrük kontrollerinde en büyük mağduriyetler genelde altın takılar sebebiyle yaşanıyor. Altının değeri yüksek olduğundan, yakalananlar hem vergi, hem de ceza ödemek zorunda kalıyorlar. Üstelik istenen miktarı ödeyemeyen gurbetçilerin takılarına da el konuluyor. Yani yolcu çift, mağduriyet yaşamış oluyor.
Memleketten getiriyorlar
Örneğin, uçakla yolculuk yapıldığında bir yolcunun yanında taşıyabileceği eşyaların değeri 430 Euro’yu geçmemeli. Yolcu yanında bir bilezik bile getirse bu sınırı aşmış oluyor. Aslında bu yıllardır bilinen bir sınır ancak buna rağmen vatandaşlarımız ısrarla Türkiye’den takı getirmeye çalışıyor. Mantık şu şekilde: Türkiye’den altın satın almak daha hesaplı. Ancak yolcu gümrük kontrolünde yakalandığında alışverişte yaptığı tasarrufun kat kat fazlasını ceza olarak ödemek zorunda kalıyor.
En çok gurbetçiler yakalanıyor
Son yıllarda havalimanlarında yakalanan takıların sayısına bakıldığında bunun hiç de az olmadığı görülüyor. Neredeyse her gün bir Avrupa havalimanında “Türk yolcu altın yakalattı” haberi geliyor. Zaten gümrük daireleri tarafından yapılan açıklamalarda da genelde Türk yolcuların ağırlıklı olarak altın yakalattığı belirtiliyor. Örneğin Almanya’daki havalimanlarında bu artık değişmeyen bir durum haline geldi. Her yıl bir değerlendirme yapan yetkililer “En çok Türkiye’den gelen yolcular takılar nedeniyle gümrük kontrolüne takıldı” bilgisini veriyorlar.
Eski takılar için de geçerli
Bu bilgilerden yola çıkarak yolcuların şunu sorması gerekiyor: Neden sürekli Türkiye’den dönenler yakalanıyor?
Konuyla ilgili gümrük dairelerinden çok net bilgiler veriliyor. Öncelikle Türkiye’den dönüyor olmanız bile sizi “Şüpheli” durumuna sokuyor. Çünkü gümrük çalışanları biliyorlar ki Türkiye’den dönen bir yolcunun yanında genelde az da olsa altın oluyor. Bunları illa oradan satın almış olmanıza da gerek yok. Bir yolcu yaşadığı Avrupa ülkesinden memleketine uçarken de yanında altınlarını götürüp daha sonra bunlarla geri dönebiliyor. Yani gümrük kuralları sadece yeni satın alınan takılarla ilgili değil.
Yanında eskiden satın aldığı ve yıllardır kullandığı takıyı getiren de kurallara aykırı davranmış sayılıyor. Burada önemli olan yolcunun henüz Türkiye’ye uçmadan önce harekete geçmesi. Eğer kişi yanında takıyla uçacaksa mutlaka uçağa bilmeden önce gümrüğe beyanda bulunmalı ve “Benim yanımda bu kadar takı var. Ben bunlarla Türkiye’ye uçuğa daha sonra geri döneceğim” diye bildirimde bulunması gerekiyor. Ancak bu şekilde dönüşte sorun yaşamıyor, vergi veya ceza ödemek zorunda kalmıyorsunuz. Yetkililer, işi kolaylaştırmak için yolcunun takılarının fotoğrafını da çekmesini tavsiye ediyorlar. Bunu yaptığınızda dönüşte gümrük kontrolünde herhangi bir sorun yaşamıyorsunuz.
Satın alanlar dikkat
En büyük sıkıntıyı kuyumcuda alışveriş yapıp bu eşyaları yaşadığı ülkeye getirenler yaşıyor. Yolcular genelde bunları satın aldıkları kutularda bırakıyorlar. Görevli kontrol sırasında bu kutuları gördüğünde hemen içinde ne olduğunu anlıyor. Satın alınan ürünlerde ceza ve vergiden kaçma şansınız hiç yok. Bazı yolcular sözde kurnazlık yapıp takıları farklı yerlere saklıyorlar. Ancak kutusunu atmaya kıyamadıkları için boş vaziyette valizlerinde taşıyorlar. Gümrük çalışanı boş kutuyu gördüğünde de olaydan hemen şüpheleniyor ve olayı anlıyor. Kısa bir arama yaptığında ise içindekileri buluyor. Yani yolcular boş kutuyu beraberinde taşıyarak yine kendini ele vermiş oluyor.
Faturadan anlıyorlar
Kuyumcudan alışveriş yapanların hatalarından biri de faturaları beraberinde taşımaları. Gümrükçü çantanızda veya bavulunuzda ilk bakışta şüpheli bir eşya görmese bile genelde evrakları ve bunun gibi faturaları inceliyor. Bunun bir kuyumcudan alındığı fark edildiğinde ise yine hemen olayı anlıyor ve takıları daha titiz bir şekilde aramaya başlıyor. Bu kontrolde takıların bulunamama ihtimali neredeyse yok. Yakalandığınızda ise yanlış beyan vermek suçlamasıyla da karşı karşıya kalıyorsunuz. Çünkü görevli herhangi bir arama yapmadan önce ilk iş olarak “Yanınızda gümrüğe bildirmeniz gereken herhangi bir eşya var mı?” diye soruyor. Yolcu eğer önceden “Hayır” cevabı vermiş ve daha sonra eşyalarından değerli eşya çıkmışsa hakkında yasal işlem başlatılıyor.
Düğün yapıldığını biliyorlar
Türk yolcuları ele veren bir başka unsur da ailelerin yaz aylarında genelde Türkiye’de düğün yapması. Avrupa’daki gümrük çalışanları, Türk ailelerin düğün sonrası takıları yaşadığı ülkeye getirdiğini biliyorlar. Yani aslında çok titiz bir aramaya bile gerek yok. Özellikle kadın yolcuların yanında değerli bir eşya taşıması ihtimali oldukça yüksek. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki gümrükçüler sadece kadın yolcularda değil, erkek yolcularda da değerli eşya araması yapıyorlar. Bu sebeple yaz tatili dönüşü “Düğün takısı” avı başlamış oluyor.
Oldukça yüksek
Düğün takılarındaki asıl risk ise miktarın çok yüksek olması. Yeni evlenen bir çift genelde düğündeki bütün takıları beraberinde yaşadığı ülkeye getiriyor. Örneğin 10 bilezik, yüzük, kolye, küpe ve çeyrek altından oluşan onlarca takının değeri hesaplandığında ortaya oldukça yüksek bir değer çıkıyor. Kanunlara göre yolcunun ödemesi gereken vergi ve ceza da bu değer üzerinden hesaplanıyor. Bu sebeple gurbetçiler bu gibi durularda binlerce Euro ödemek zorunda kalıyorlar.
Hediyenin bir ayrıcalığı yok
Bazı yolcular ise düğün takılarının uygulama dışında olduğunu düşünüyor ve “Ben bunları satın almadım, bana hediye edildi” diye kendilerini savunmaya çalışıyorlar. Yine bazı yolcular ise “Ben bunları kendim takmak için getirmedim. Kızıma veya gelinime hediye edeceğim” gibi açıklamalarda bulunuyorlar. Ancak bunların hiçbir önemi yok. Kurallar gereği hediye olarak alınan veya getirilen ürünler de gümrük sınırları içerisinde kalıyor ve bunlar da vergilendirilmek zorunda.
Haberim yoktu bahanesi
Gümrük çalışanlarını etkilemeye veya kandırmaya çalışanlar da oluyor. Ancak görevliler bu konuda çok deneyimli olduklarından bu tür girişimleri hemen engelliyorlar. Bazı yolcular ise “Benim böyle bir uygulamadan haberim yoktu. Vergi ödenmesi gerektiğini bilmiyordum. Bu sebeple yanımda getirdim. Bir daha ki sefer yapmam. Daha dikkatli olurum” gibi cümlelerle cezadan kurtulmaya çalışıyorlar. Ancak şunu da belirtmek gerekir ki artık kimse bu tür bahanelere inanmıyor. Çünkü uygulanan sınırlar yıllardır var yani yeni değil. Her yolcunun artık sınırı aşan değerde eşya getirmenin vergiye tabi olduğunu anlamış olması gerekiyor.
Üzerinde taşıyanlar fark ediliyor
Bir de yakalanmamak için takıları üzerinde taşıyan yolcular var. Örneğin kadınlar bilezikleri kollarında taşıyorlar. Ancak yetkililer bu konuda da deneyimliler. Kadın yolculardan genelde ceketlerinin çıkartılması isteniyor. Veya kollarının yukarıya sıyrılması. Zaten kolunda değerli takı taşıyan yolcular kendilerini hemen ele veriyorlar. Bunlar genelde kollarını gizlemeye çalışıyorlar ve ses çıkmasın diye kollarını pek hareket ettirmemeye çalışıyorlar. Bu gibi durumlarda görevliler genelde kollara odaklanıyorlar.
Riske girmeyin
Bahsedilen sorunları yaşamamak için takıların Türkiye’de bırakılması tavsiye ediliyor. Örneğin bir bankada kasa kiralayıp değerli eşyaları orada bırakmak daha mantıklı. Bunu yapmayıp yaşadığı ülkeye getirenler büyük risk almış oluyorlar. Riske girip yakalananlar sonradan çok pişman oluyorlar. Çevrenizde „Ben yaptım birşey olmadı, anlamadılar, rahatlıkla geçtim“ gibi bilgiler verenlere kulak asmayın. Çünkü o kişinin yakalanmamış olması, sizin de yakalanmayacağınız anlamına gelmez.
(A)
YASAL UYARI
Haberlerimizi izinsiz kullananlara duyurudur: Turizmavrupa.net sitesinde yayınlanan haberleri bizden izin almadan kendi sitelerinde kullanan veya Youtube video kanallarında okuyanlar bir süredir kayıt altına alınıyor. İster yurtdışında olsun, ister Türkiye’de fark etmiyor. Yapılan suçtur. Bunun yasal takibi yapılacaktır. Emek hırsızlığına kesinlikle izin verilmeyecektir. Saygıyla duyurulur