Yıllardır turizm sektöründe aktif olan işadamı Remzi Aru’nun Almanya’da Alman Demokratlar Birliği (ADD) Partisini kurarak seçimlere katılma kararı alması büyük ses getirdi. Alman partilerindeki Türk kökenli vekillerin göçmen konularında yetersiz kalması ve son olarak Ermeni Soykırımı’nın tanınması ile ilgili sergiledikleri tutumun göçmenler arasında büyük tepki çekmesi, yeni partinin adeta zeminini hazırladı. Sadece Türkiye’den gelenleri değil, bütün göçmenleri temsil eden ve onların sorunlarını gündeme getiren bir parti kurduklarını söyleyen Aru’ya yine turizm camiasından olan Hüseyin Baraner’den tepki geldi. Turizmde Yeni Hamle ve Hareket Platformu sözcüsü Hüseyin Baraner internet haber sitesi Tourexpi’ye açıklamalarda bulunarak, Remzi Aru’nun insanları kökenleri, dinleri ve dillerinin sınırları etrafında birleştirmeyi isteyen bir Türk partisi kurma planlarının çok endişe verici olduğunu belirti. Bunun üzerine Nex24.com sayfasına konuşan Remzi Aru ise Baraner’i “Yalakalık” yapmakla suçladı.
Tartışmayı özetleyen aşağıdaki yazı Nex sitesinden alınmıştır:
Hüseyin Baraner’in ifadesine göre, kendisi geçtiğimiz Salı günü Antalya’da güya kendilerinin de bu partinin kuruluşuna karşı olduklarını ifade eden AK partiye mensup siyasetçi ve milletvekilleriyle bir araya gelmiştir. Bu kişiler kendisine söylediklerine göre, Remzi Aru’yu hiç bir zaman desteklemeyeceklermiş. Aynı zamanda Remzi Aru bir boşluğu görmüş ve bu durumdan istifade etmek istiyormuş. Buna göre Almanya’da yaşayıp kendisini huzurlu hissetmeyen Türklerden ve farklı ülkelerden gelen göçmenler var. Ayrıca Baraner ADD’yi etnik kavramlarla şirin görünmeye çalışmakla suçluyor.
ADD’nin kuruluş işlemleri Pazar günü Berlin’de resmen başladı. Remzi Aru ve Ramazan Akbaş kuruluş öncesinde ADD’nin bir Türk partisi formatında olmadığını açık bir şekilde tekrar ifade etmişlerdir. Şu ana kadar kendi ifadelerine göre toplumun farklı kesimlerinden, dine mensup ve hemşeri çevrelerinden liberal-muhafazakâr işbirliğini açıklamışlardır. Tabi burada Almanya’daki çok milliyetlilik ve çok dinlilik vurgulanmıştır. ADD kurucularının ifadesine göre, mevcut partilerin asimilasyon politikalarını fark eden ve kendilerini temsil edilmediğini hisseden Almanya’daki göçmenlerin de sesi olmak istiyor.
Kendisi CDU üyesi olduğunu ifade eden Turizm Organizatörü Baraner’in açıklamasına göre, göçmen kökenli insanların da Almanya’da mevcut farklı partilerde yer bulabileceklerini söyledi. Almanya’da gerçekten siyaset yapmak isteniyorsa, fikirlerini ve görüşlerin yaymak isteniyorsa, bunlar diğer mevcut partilerin faaliyetleriyle gerçekleştirmek mümkün.
Bazı çevrelere göre eski turizm organizatörü Hüseyin Baraner geçtiğimiz sene çok net olmayan nedenlerden dolayı iflas eden Vural Öger ve onun kardeşiyle birlikte projeler gerçekleştiriyordu. Gözlemcilerin ifadesine göre kendisi bundan böyle siyasetçilerle yakınlık kurup onlara yakın ve lobi faaliyetlerinde bulunan kişilerle irtibata geçmeye çalışıyor.
Baraner: Ermeni Tasarısının sebep Türkler’dir
Finans çevreleri, Öger kardeşler ile Baraner arasında yaşanan anlaşmazlıkla Turizm devi olan Öger grubunun kötüye gitmesi arasında zamansal bir bağlantı gördüklerini ifade ediyorlar. Türk Turizm Bakanlığı çevrelerinde konuşlananlara göre şeffaf olmayan uygulamalar konusunda şikayetler bulunuyor. Baraner’e yönelik suçlamalar Türk devleti tarafından sağlanan teşviklerin Alman seyahat kuruluşlarıyla alakalı olduğu belirtiliyor.
Baraner’in toplumsal bölünme altında ne anladığı, onun daha yakın zamanda atanan Başbakan Binali Yıldırım’a yazdığı açık mektuptan anlaşılıyor. Bu mektupta tartışmalı olan Ermeni Tasarısının doğurabileceği sonuçlara değinmiş. Bu ifade Almanya’daki Türk toplumu tarafından onur kırıcı olarak değerlendirilmesine neden olmuştu.
Baraner kendi blogunda şu ifadeye yer vermişti. “Almanya’da ülkemizi temsil eden bazı yetkililerin önümüzdeki aylarda görevden alınmaları gerektiğini düşünüyorum ve bundan eminim.”
Baraner kendinden emin. Almanya’daki Türk kökenliler ve orada yaşayan Türk vatandaşları bu Ermeni Tasarısı hakkında daha erken haberdar olsalardı, bağlantıda bulundukları grup ve dernekleri mobilize ederlerdi. O halde bizi böylesine üzen ve yerle bir eden ve 50 yıldır birlikte yaşadığımız Almanlarla olan dostluğumuzun bozulmasına neden olan bu tasarı belki de kabul edilmemiş olurdu.
Aslında planlanan bu tasarı, kabulünden aylar öncesinde Türk cemiyetinin gündemindeydi. Buna Türk dernekleri, bazı Türk şahsiyetleri, yetkililer ve dernek sorumluları tasarının doğurabileceği muhtemel hasarları belirtmek için politikacılara yöneldiler. Neticede Alman federal parlamentosu tasarıyı – mevcut bu partilerin üyesi olan Türk kökenli milletvekillerinin de oylarıyla kabul etmişti.
Hayır oyu kullanan tek milletvekili Leipzig şehrindendi ve öyle bir bölgeden geliyordu ki, orada Türk kökenli vatandaşın sayısı yok denecek kadar azdı.
Remzi Aru: Baraner o kadar çok yalakalıkla meşgul olduğu için kendisi siyaset yapamayacak durumda
Anlaşılan o ki, mevcut siyasi partilerin Türk kökenli üyeleri, şahsen kendisi, SPD ve Yeşiller partisinden olan aile üyeleri ve yeğenleri gerçekte siyasetle uğraşmamıştı, boş lafın ötesine gidememişti. Remzi Aru da, tourexpi com sitesinde yayınlanan yazıya olan tepkisini NEX’e sitesinde ifade etmiştir. Anlaşılan o ki, Hüseyin Baraner o kadar yoğun onun bunun yalakalığını yapmakla meşgul olarak kendisini bu işe adamış aktivistlerin hesabı üzerinden yetki sahibi kişilere yanaşmaya çalışmış ki, kendisi bazı yapıların oluşmasına şahsen katkıda bulunmaya fırsatı olmamıştır.
yazık 2 türk almanya da bir birlerini yiyiyorlsaar bit tanesi politikaya soyunmuş onun mücadelesinde diğeri senelerdir turizm camiasında bir şeyler yapmaya çalışıp ama maalesef gerektiği şekilde yön verememiş bir vatandaş bu çekemezlik neden anlamakta imkansız koskoca almanya 2 sinede yeter ama