Samsun’da yaşayan Sema Danışmaz (58) hayatının 36 senesini kanserle mücadele ederek geçirdi. 58 yaşına kadar 5 farklı kanser türünü yenen Danışmaz, “Hayatı o kadar seviyorum ki, gelen kanserleri öpüyorum, kokluyorum geri gönderiyorum. Şöyle özetleyebilirsek; Sema çok, kanser yok” dedi.
Kanserle mücadelesiyle, yaşama pozitif bakışıyla ve hayat enerjisiyle insanlara örnek olan Sema Danışmaz’ın yaşamı hastanelerde geçti. İlk olarak lenf kanseri ile 16 yaşında tanışan Sema Danışmaz akabinde sırasıyla koltuk altı nüksü, meme kanseri, tiroit kanseri, ve böbrek kanserini yendi. Bu hastalıklar sonucunda sol meme, sol böbrek, safra kesesi, tiroit hormonları, lenf bezleri kaybeden Sema Danışmaz her şeye rağmen hayata tutundu. Mücadelesiyle örnek olan Danışmaz, yaşadıklarını ‘Hem Ayaktayım, Hem Ayaktayım’ adlı kitabında yazıya döktü.
“Süreçler beni hayatı sevmekten ve yaşamaktan asla yıldırmadı”
Yaşantısı anlatan Sema Danışmaz, “16 yaşına geldiğimde kansere yakalandım. Hayatı o kadar seviyorum ki, gelen kanserleri öpüyorum, kokluyorum geri gönderiyorum. Kanserlerle mücadele ettim. (Lösemili ve Kan Hastalıklı Çocuklar Derneği) LÖSAM’da lösemili çocuklarla ilgileniyorum. Yani kimin neye ihtiyacı varsa Sema oradadır. Şuan 58 yaşındayım, ilk kanserimle 16 yaşında tanıştım. Benim hayatım hastanelerde geçti. Bir yaşanmışlık var ve bu yaşanmışlığın içerisinde ben varım. Ama o kadar güzel ben varım ki bazen kanserlerime teşekkür ediyorum. Bana o kadar güzel bir yaşam getirdiler ki anlatamam.
Mücadeleyi öğretti, ayakta kalmayı ve hayatta kalmayı öğretti. 16 yaşından bugüne kadar 5 kez kansere yakalandım. Hodgkin lenfoma denilen kolumun altındaki bezlerle kemoterapiler ve radyoterapiler aldım. Saçlarım döküldü. Hastane köşelerinde ölecek diye bıraktılar. Ama ben ölmedim hayattayım yaşamayı da çok seviyorum. Kolumun altında, boynumda kanser nüks etti. Ağır terapiler kemoterapiler aldım ama şu an kolay anlattığım şeyler o zamanlarda çok zor süreçlerdi. Ama o süreçler beni hayatı sevmekten ve yaşamaktan asla yıldırmadı. Sonra meme kanseri oluştu ve hemen aldırdım. Sol böbreğimi aldırdım. Tiroit hormonlarımda vardır aldırdım. Lenflerimi, safra kesemi aldırdım. Şöyle özetleyebilirsek; Sema çok, kanser yok” diye konuştu.
“Erken tanı ve güzel bir psikoloji her şeyin üstesinden gelecektir”
Kanserle ilgili yaşadıkları, yaşamındaki zorlukları kitaplaştırdığını söyleyen Danışmaz, “Kitabımda hayatımı anlattım. Yani ben sadece kanserlerle mücadele etmedim. Ben ayakta kalma ve hayatta kalma mücadelesi de verdim. Ekmek parası bulamadığım günlerim vardı. Bu duygusallığım beni LÖSAM’a getirdi. Bütün hayatımı lösemili çocuklara adadım. Çünkü biliyorum hastane köşelerinde neler yaşandığını. Maddi ve manevi ne zorluklar yaşandığını biliyorum. Kitabımı okusunlar orada gerçekten çok fazla şey bulacaklardır. Hem hayatta hem ayaktayım. Kitabın kapağındaki resmi çizerken ben kapak fotoğrafı olacağını düşünmemiştim.
Asla yaşamdan korkmayın. Birisi kanser olur birisi verem hastası olur yani her şey olabilir. Ama eğer ki hayattan psikolojik olarak koparsanız grip bile sizi çok kötü yerlere götürür. Hayata güzel bakın ve nefes almanın değerini bilin. Canınız ne istiyorsa onu yapın. Kimseye zarar vermediğiniz süreçte kimin ne dediğini bırakın çünkü önemli olan sizsiniz. Kendinizi sevin, değerinizi bilin ve kendinize saygı duyun. Siz zaten bunları yaptığınızda bir oluşumun içerisine gireceksiniz. Beyin her şeyi süzer. İyi şeyleri de fizyolojik olarak size yansıtır kötü şeyleri de. Şu an sağlığım çok iyi. En son 8 yıl önce kanserimi yendim. Onda tanı olduğu için tedavide görmedim. Kanserden korkmayın. Erken tanı ve güzel bir psikoloji her şeyin üstesinden gelecektir” şeklinde konuştu.
(İHA)