Sosyal medyada itiraflarda bulunan bir aşçı, bazı herşey dahil konsepti uygulanan otellerde yemeklerin nasıl hazırlandığını ve artan yemeklerle ne yapıldığını açıkladı. Özellikle çiğköfte sevenler dikkat…Detaylar haberde…
Bir çok kişi tatil bölgelerindeki “Herşey dahil” konsepti uygulanan otellerde kalmayı tercih ediyor. Yani bir kere ücret ödüyorsunuz, kaldığınız süre boyunca istediğiniz kadar yemek ve içecek tüketebiliyorsunuz. Ancak bazı oteller, daha hesaplı olması için değişik ve sağlıklı olmayan yöntemlere başvurabiliyor. Mesela bir çok insan “Acaba yenmeyen, artan yemeklerle ne yapılıyor?” diye merak ediyorlar. Sosyal medyada itiraflarda bulunan bir aşçı, bu konuda ilginç bilgiler veriyor. Bu yazıyı okuyanlar herhalde bir daha ki tatillerinde daha temkinli olacaklar.
İsmini vermek istemeyen aşçı, kırmızı et olarak genelde hindi eti kullanıldığını ve bu eti ne kadar pişirirseniz pişirin elastiki bir yapısı olduğu için az pişmiş görüldüğünü belirterek “Müşteriler genellikle çok az pişmesinden şikayetçidir” dedi.
Herşey dahil otellerde genellikle balık olarak Alabalık ya da Kuzu Balığı’nın yerine köpekbalığı verildiğini belirtten aşçı, “Ben hiç kuzu balığı pişirdiğimizi hatırlamıyorum. Tuzda pişirmemizin nedeni, lezzet farklılığını ortadan kaldırmaktır. Donmuş balıklarda genelde Sudak ve Kalamar kullanılır. Ahtapot, Ege Bölgesi’nde daha yoğundur. Tabii ki bunları biraya bastırıyoruz” şeklinde konuştu.
Aşçı “Bir gün akşam büfesinde kalan 50 – 60 kg. eti, tabii ki çöpe atmıyoruz. Bu, müsrifliktir. Stajyerlere sosu yıkatıyoruz ve başka bir sos ile bağlayarak ertesi gün büfeye sunuyoruz. Örneğin Demiglace sos ile pişmiş bir yemeğin etlerini alıp Hollandez sos ile tekrar büfeye sunuyoruz”diye konuştu.
Aşçı, otellerdeki pastane bölümü ile ilgili olarak şöyle konuştu: “Bir akşam önceden kalan artıkları çocuklar büfeden toplar, pastanedeki demi chef’ler bu tatlıları bir güzel yoğurur ve akabinde üzerine pralin, damla drop, çırpılmış krema, en sonunda da meyve aromalı krem şanti ekleyerek tekrar büfeye gönderirler. Bu durumdan müşteriler şikayetçi değildir çünkü ilk önce biten pastamız bu Doyuran’dır. Hatta takviyesi olmadığından mütevellit, bazı müşteriler şikayet ederler alamadıkları için”
Genelde köftelerde dana döş ve gerdan kullanılıldığını söyleyen Aşçı, menüde Adana Kebap ya da Urfa Kebap var ise yenilmemesi gerektiğini belirtti.
Genel olarak, yapılan portör muayenelerinde soğuk bölümünde gaita oranı çok yüksek çıktığını belirten aşçı, bunun nedenini mutfak personelinin hijyeninin yanı sıra mayonez içerikli yiyeceklerin bu bakterilerin gereğinden fazla üremesini sağladığını ifade etti.
Özellikle büyük otellerde Türk Gecesi var ise ve menüde çiğ köfte de mevcutsa hemen koşa koşa gidip atlanmamasını söyleyerek devamında şunları belirtti: “Önce bir düşünün. 1 kg. çiğ köfte 2 saatte yapılıyor. Orada bulunan çiğ köfte en az 20 kg.’dır. Eğer tam kıvamında olduğunu düşünüyorsanız işler sandığınızdan daha kötüdür. Stajyerler ayaklarına poşet giyer ve büyükçe bir kazanın içinde bir güzel yoğururlar. Kıvamı mükemmel oluyor ama tadını bilmiyorum. Müşteriler iyi olduğunu söylüyor.”
Aşçı son olarak şu tavsiyede bulunuyor:
“Mümkün olduğunca şov olarak tabir edilen, o anda hazırlanan yemekleri tercih edin. Sıra bekliyorsunuz, biliyorum. Lezzetsiz ama hijyeniktir”.