Balkanların kalbi Makedonya, Osmanlı kültürünü günümüze kadar koruyan en güzel ülkelerden. “Osmanlı’da günlük yaşam acaba nasıldı” diye merak ediyorsanız başkent Üsküp’e mutlaka uğrayın. Camiler, hamamlar, hanlar…İşte Makedonya
Hem tarihi yapıları, hem de yemyeşil vadileri ile görenleri büyüleyen Balkan ülkesi Makedonya, son yıllarda giderek daha fazla turist çekmeye başladı. Yüzyıllarca Osmanlı toprağı olmasından dolayı çok sayıda cami, hamam ve han bulunan ülkede, sanki Osmanlı hala devam yaşıyor.
Tarihi mekanlar bakımından oldukça zengin olan ülke, özellikle başkent Üsküp ile ziyaretçilere unutamayacakları bir manzara sunuyor. Eski Üsküp’te çarşıyı dolaşırken karşılaştığınız Türkçe konuşan insanlar, kahveler, dükkanlar ve yediğiniz yemekler size Türkiye’deymişsiniz hissi veriyor.
Şehrin göbeğindeki Üsküp kalesinden tutun, Osmanlı eseri olan 214 metre uzunluğundaki Taş Köprü görülmeye değer. Varda Nehri’nin üzerindeki köprü, aynı zamanda Fatih Sultan Mehmet Köprüsü olarak da biliniyor. Kale, Evliya Çelebi’nin ünlü Seyahatname adlı eserinde de yer alıyor.
Makedonya’ya gidip de Ohrid kasabasını ve gölünü görmeden dönmek olmaz. Ülkenin belki de en ünlü makanı burası. Göl tam bir doğa karikası.
Mustafa Kemal Atatürk’ün eğitim gördüğü Manastır kenti, yine Atatürk’ün babası Ali Rıza Efendi ve dedelerinin bir zamanlar yaşadığı Kocacık Köyü de bu bölgede.
Yani kısacası Makedonya, Osmanlı eserlerini, doğayı ve tarihi yapılara merakı olanlar için tavsiye edebileceğimiz bir ülke. Avrupa’da yaşayanlar gibi Türkiye’dekilerin de vizesiz girebildiği ülkede oldukça ekonomik bir tatil yapmak mümkün. Hem konaklama, hem yiyecek içecek, hem de otoyol masrafları yaşadığımız ülkelere göre çok uygun.