Yüz yıllardır çürümeyen bedeni ve anlatılan efsaneleri ile Elazığ Harput’la özdeşleşen Arap Baba Türbesi, her yıl binlerce kişi tarafından ziyaret ediliyor.
Bazı kaynaklar, geçmişi yaklaşık 700 yıl öncesine dayanan Arap Baba’nın, Harput’un kuşatılmasında yer alan bir Selçuklu komutanı ve Allah’ın veli kullarından biri olduğunu yazar. Gerçek adının Arapşah oğlu Yusuf olduğu belirtilir fakat doğum yeri ve tarihi hakkında bir bilgi bulunmamaktadır.
1279 yılında yapılan türbeye eğilerek küçük bir kapıdan giriliyor. Arap Baba’nın naaşı bir metre kadar yükseklikte yer alan, camekân içinde sergilenmektedir. İlginç olan ise bedenin ayrı, başının ayrı olmasıdır.
Yaygın inanışa göre, çok eski yıllarda Harput’ta büyük bir kuraklık başlamış, yağmurlar yağmaz, otlar yeşermez olmuş. İnsanların yağmur duasına çıkmaları, yalvarıp yakarmaları fayda etmemiş. Bir gece Harput’ta Arap Baba türbesine yakın evlerden birinde oturan Selvi adlı yaşlı bir kadın rüyasında, Arap Baba’nın türbedeki naaşının başını kesip bir dereye atarsa yağmur yağacağını görmüş.
Komşularına anlattığı rüyası bütün Harput’a yayılmış. Günler geçmiş Harput’a bir damla yağmur düşmemiş. Kıtlık kapıdaymış. Çaresiz kalan insanlar Selvi Nine’yi Arap Baba’nın başını kesme konusunda ikna etmeye çabalamış. Ancak yaşlı kadın buna cesaret edemeyince, bir gece evinin etrafında toplanıp evi taşlamaya başlamışlar. Ertesi sabah yaşlı kadın çaresiz, yüreğindeki korkuları bastırmaya çalışarak, Arap Baba’nın türbesine gitmiş ve cesedin başını keserek dereye atmış.
Bunun üzerine yağmurlar haşlamış başlamasına ama kıtlıktan daha büyük bir felaket yaşanmış. Seller coşmuş, dereler taşmış. Yağmurlar bir rahmet olmaktan çıkmış, felakete dönüşmüş. Yine bir gece Selvi Nine rüyasında bu defa Arap Baba’yı görmüş. Arap Baba, “Eğer başımı attığın yerden alıp yerine koymaz isen yağmurlar dinmez, senin de halin haraptır” diye öfkeyle bağırmış. Yaşlı kadın, sabah korkuyla uyanıp dereye indiğinde, kesik başın dere kenarında durduğunu görmüş, hemen alıp getirip sandukada yerine koymuş. Ardından yağmurlar dinmiş ve her şey eski haline dönmüş.