Günümüzde en yaygın kullanılan eğlence araçlarından biri olan havai fişekler, patlama anında çevreye, insan ve hayvan sağlığına önemli zararlar veriyor. Yılbaşı kutlamalarında da yoğun şekilde kullanılmasıyla gündeme gelen havai fişeklerin uzun süreli ya da ani maruz kalma durumunda kişisel huzuru bozduğunu belirten uzmanlar, insanlarda ve başta kuşlar olmak üzere diğer canlılarda da stresi artırdığını ifade ediyor. Dr. Ahmet Adiller, kuşlar için ölümcül risk taşıyan ve insanlarda epilepsi gibi nörolojik hastalıklarda uyaran etkisi yaratan havai fişekleri eğlence amaçlı kullanacak kişilere zararları anlatılarak kararlarından vazgeçirilmelerini tavsiye ediyor.
Havai fişekler sağlık riski oluşturuyor
Havai fişeklerin uzun zamandır hayatımızda bulunan maalesef en yaygın eğlence araçlarından biri olduğunu belirten Dr. Ahmet Adiller, “Birkaç dakika süren bir eğlencenin insana, doğaya ve doğal yaşama pek çok zararı var. Başta havai fişekler kimyasal yöntemlerle üretildikleri için içerisinde yüksek miktarlarda olmasa da kurşun gibi toksik maddelerin bileşiklerini içeriyorlar. Havai fişeklerin patlatılmasıyla da bu kimyasalların bir kısmı yüzeyde bir kısmı havada dağılıyor. Bu gazların ve tozların hava kirletici etkileri bölgesel olarak hava kirliliğine katkı sağlıyorlar. Bunun yanında çıkan gürültü ve ışık da birtakım sağlık riskleri oluşturuyor.” dedi.
Epilepsi için uyaran etkisi yaratabiliyor
Gürültünün hâlihazırda bir çevresel kirlilik türü olduğunu ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Havai fişekler özellikle uzun süreli ya da ani maruz kalma durumlarında kişisel huzuru bozma, stres seviyesini artırma gibi psikolojik ve bunun yanında pek çok fizyolojik etkiler barındırıyor. Işık kısmına geldiğimizdeyse epilepsi gibi nörolojik hastalıklarda uyaran etkisi yaratabiliyor. Bu yüzden aslında havai fişeklerin hem çevreyi hem hayvanları hem de halk sağlığını etkilediğini söyleyebiliriz.” diye konuştu.
Kuşlar için ölümcül risk taşıyor
Dr. Ahmet Adiller, havanın kuşların doğal yaşam alanının önemli bir parçasını oluşturduğunu vurguladı ve sözlerine şöyle devam etti:
“Gece saatlerinde doğal yaşam alanlarında havada kuş sayısı çok fazla olmasa da şehir aydınlatmalarının etkisiyle gece saatlerinde de kuşların bir kısmı havada olabiliyor. Havai fişeklerin patlatılmasıyla bölgede havada bulunan kuşlar doğrudan zarar görebiliyor. Havai fişeklerin sebep olduğu ses ve gürültü, kuşlar başta olmak üzere pek çok canlıda stres seviyesinin artmasına sebep oluyor. Bunun sonucunda da pek çok canlı kaçışma esnasında kendini bir yerlere vurup sakatlayabiliyor, hatta ölebiliyor.
Özellikle sulak alanlarda yüzeyde bulunan kuşlar oldukça uzak mesafede patlatılsa bile havai fişeklerin sebep olduğu ses ve ışıktan ürkerek havalanıyorlar. Çoğu kuşun gece görüş kabiliyeti çok yüksek olmadığı için de bu durum bu canlılar için sakatlık ve ölüm gibi sonuçlar doğurabiliyor. Kuluçka döneminde olan kuşlar yuvalarını, yavrularını bırakıp bir daha yuvalarına dönmeyebiliyor. Bunun durum da genellikle yavruların ölmesiyle sonuçlanabiliyor. Bunun dışında patlamanın gerçekleştiği alanda bulunan kuşlar ölmese ya da sakatlanmasa bile ciddi seviyelerde patlama sonucu oluşan gazlara ve tozlara maruz kalıyorlar. Bu da kronik sağlık sorunları yaşama ihtimallerini artırıyor.”
İklim değişikliğinin temel sebebi karbon emisyon salımı
Hava kirliliğinin günümüzde önemli çevresel kirliliklerden biri olduğunu ifade eden Dr. Ahmet Adiller, “Hem karbon emisyonlarının salınımının artması, hem de diğer kirleticiler doğrudan ya da dolaylı çevreyi ve dolayısıyla insanları etkiliyor. Karbon emisyonları salımı küresel ısınma ve iklim değişikliğinin temel sebebi. İklim sisteminin değişmesi çevresel anlamda tarımsal üretimden, su kaynaklarına, sel ve taşkın gibi olaylardan, doğal yaşama kadar pek çok olumsuz etkiye sahip. Bu iklimsel etkinin yanında bir de havadaki kirleticiler hem solunum yoluyla çevredeki canlılara zarar veriyor, hem de su ve toprağa geçerek bu ortamlarda zararlı etkilerini sürdürüyorlar.” dedi.
Toplumsal bilinç düzeyi artıyor
Dr. Ahmet Adiller, bu konuda düzenlenen imza kampanyalarının toplumsal bilinç düzeyimizin arttığının en büyük göstergesi olduğunu söyledi ve sözlerini şöyle tamamladı:
“Her ne kadar bu imza kampanyalarının büyük bir kısmı temel amacına ulaşamasa da, ulaştıkları kesim üzerinde etki bırakıyor. Bu etki de toplumsal bilinç düzeyinin artmasına sebep oluyor. Halk olarak özellikle büyük kutlamalarda havai fişek kullanımını belki doğrudan engelleyemesek de konu ile ilgili duruşumuzu sergilemek ve bu tür etkinliklere katılmamak aslında zaman içerisinde tepkimizin anlaşılması ve sonuç kazanmasına yol açabilir. Bunun dışında doğrudan etki edebileceğimiz nokta bireysel kullanımın önüne geçmek. Havai fişekler maalesef düğün, doğum günü, açılış töreni gibi etkinliklerde de sıklıkla kullanılıyor. Bu noktada çevremizde bu tür etkinlikler düzenleyen kişilere havai fişeklerin kullanımının zararlarından bahsedip, onları bu kararlarından vazgeçirmek daha doğrudan etki yaratmamızı sağlayabilir.”
(GE)