Tarihi Hasankeyf ilçesinde Veysel Eroğlu Barajı ile kültürel varlıkları kurtarma çalışmalarıyla baraj gölü sahasında yapılan arkeolojik kazılarda çıkarılan 3 bini aşkın tarihi eserin sergilendiği Hasankeyf Müzesi ziyaretçilerini ağırlıyor.
Hasankeyf Müzesi, 4 bin metrekaresi kapalı alan olmak üzere toplam 73 bin metrekare alan üzerinde kurulmuş bir müze. Müzede, Hasankeyf kazıları dışında Batman’ın farkı bölgelerindeki kazılar ile Mardin, Diyarbakır ve Siirt illerindeki arkeolojik kazılarda çıkarılan paleolitik, mezolitik, neolitik, kalkolitik, Tunç Çağı, Demir Çağı, Ortaçağ, Roma, Artuklu ve Osmanlı dönemlerine ait 3 bini aşkın eser sergilenerek kültürel miras gelecek nesillere aktarılıyor.
Teşhir salonlarında tarihsel sıralamalarında göre eserler sergilenirken, Dicle Nehri kıyısı boyunca mağaralardaki yaşamın da bal mumu heykelleriyle canlandırıldığı müze, ziyaretçilerini tarihsel bir yolculuğa çıkartıyor. Müze içerisinde ayrıca Kültürel Park alanına taşınan 7 eserin maketlerini de içinde barındırıyor.
Açık ve kapalı alanlarıyla bölgenin en büyük iki katlı müzesi olma özelliğine sahip olan Hasankeyf Müzesi’ne yapımı tamamlanan köprü ve teknelerle ulaşılabiliyor.
“Bölge kültürel bir yarım adaya dönüştü”
Müzeyle ilgili açıklamalarda bulunan Hasankeyf Kaymakamı Şenol Öztürk, baraj gölü sahasında yapılan Mardin, Diyarbakır ve Siirt illerindeki kazılarda çıkartılan 3 bine yakın eserin burada sergilendiğini söyledi.
Müzenin arkeolojik müze olmasının yanı sıra aynı zamanda etnografik müze özelliğine de sahip olduğunu belirten Öztürk, “Yaklaşık üç bine yakın eserimiz mevcut aynı zamanda etrografik bir müze. Canlandırmaları muhteşem yapıldığı, el emeğinin muhteşem olduğu, sanatın muhteşem bir şekilde içerisinde yer aldığı, eski Hasankeyf’i canlandırılan alanların da bulunduğu muazzam bir interaktif müze, gencinden çocuğuna, yaşlısına kadar herkesin içeride sıkılmadan dolaşabileceği bir müze oluşturuldu” dedi.
Müze Limanı’ndan tarihi kaleye su üstünde yolculuk
Kaymakam Öztürk, müzeyi ziyaret eden turistlerin daha sonra Müze Limanı’na inerek teknelerle baraj gölünde yapacakları gezintinin ardından yarımada haline gelen Arkeopark’ın ardından da kaleyi ziyaret edebileceğini söyledi.
Barajın su tutmasıyla birlikte Hasankeyf Kalesi’ndeki asıl tarihin gün yüzüne çıktığını vurgulayan Öztürk, “Limanda tekneler hazır, teknelere biniyorsunuz. Bir saatlik bir turla karşı tarafta kaleye varıyorsunuz. Kale hala Hasankeyf’in lokomotifi, ben hep söylüyorum. Olmazsa olmazımız Hasankeyf Kalesi’dir. Hasankeyf’in sular altında kalmadığının kanıtı Hasankeyf Kalesi’dir. Hasankeyf Kalesi’nde bugün küçük sarayımız var, büyük sarayımız var. Ulu Cami’miz var. Gezinti alanlarımız var, yamaç külliyemiz var. Şimdi oraya köprü inşa ettik. Yamaç Külliyesi’yle Şaap Vadisi arasında bağlantıyı sağlıyoruz. 2023 yılı sonunda orayı da gene açıyoruz, böylece ören yeri tamamlanmış hale geliyor” ifadelerini kullandı.
“Işıklandırmalar sonrası Hasankeyf ışıl ışıl olacak”
Kaymakam Öztürk, ilçedeki 2 bini aşkın mağarayı da tescilleyerek turizme kazandırmayı hedeflediklerini de söyledi. Özellikle göle bakan mağaraları konaklama alanlarına dönüştürerek turistlerin konaklama sürelerini uzun tutmalarını sağlamayı düşündüklerini anlatan Öztürk, “Hepsini tespit, tescil ve restorasyon çalışmalarını bitirip orada insanların belki uzun vadede konaklama öncesinde yeme içme, oturma, kafeterya gibi hizmetlere sunmak. Mağaralarımızı geçmişte nasıl kullanmışsak bugün de yeni turizm anlayışı uygun bir şekilde ziyaretlere açmak istiyoruz. Bunu tüm yasal prosedürleri tamamlayarak yapacağız inşallah. Bu bizim önemli projelerimizden bir tanesi. Hasankeyf gerçekten Güneydoğu Anadolu Bölgesi’nin bir cazibe merkezi olacak” dedi.
(İHA)