Almanya’da son dönemdeki en büyük gündemlerden birisi çalışma süresinin haftada 4 gün ile sınırlandırılması. Çalışanların büyük bir çoğunluğu bu konuda diretirken sendikalar da işverenler üzerinde baskı oluşturuyor.
Bu sistemi destekleyenlerin en önemli dayanakları ise ailelerine, hobilerine, kendilerine ve sosyal aktivitelerine daha fazla vakit ayırabilmek istemeleri.
İlginizi çekebilir: Haftada sadece 4 gün çalışma kararı aldılar
Konu üzerine geniş çaplı bir anket düzenleyen Hans Böckler Vakfı ise bu durumun çalışanlar arasındaki desteğini gözler önüne seriyor.
Yapılan ankete katılanların yüzde 73’ü 4 günlük çalışmayı aldıkları maaşın aynı olması halinde destekleyeceklerini belirtirken katılımcıların yüzde 17’si ise böyle bir çalışma süresini doğru bulmadıklarını belirttiler.
Çelik işçileri bastırıyor
Katılımcıların 4’te 3’ü ise üzerlerindeki iş yükünü azaltmak istediklerini açıkça belirtiyor. Konu üzerine en net tavır ise çelik endüstrisinde çalışan işçileri temsil eden Almanya’nın en büyük sendikası IG Metall’den geldi.
Sendika temsilcilerin çalışma saatlerinin haftalık 35’ten 32’ye çekilmesini ve çalışma günün de 4’e indirilmesini talep ederken maaşların da aynı şekilde kalmasını istiyor. 90’lı yıllarda çalışma saatlerinin 35’e düşürülmesi konusunda ciddi katkıları bulunan sendika son olarak ağır işlerde çalışan işçilerin haftalık çalışma saatlerinin 28’e düşürülmesi konusunda müzakereler yürütmüştü.
Hareketin sosyolojik açıklamasına bakıldığındaysa kişilerin çoğunlukla haftada 40 saat ve 5 gün boyunca çalışmanın getirdiği yoğunluktan artan bir şekilde bunaldıkları gösteriliyor. Özellikle diğer Avrupa ülkelerinde denenmeye başlayan 4 günlük çalışma süreleri Almanya’da bu konuya olan ilgili daha da artırmış durumda.
Haftada 4 gün çalışma fikri nasıl gelişti?
Başlangıç noktasında çalışanların, daha az çalışma saatleri sayesinden daha sağlıklı bir iş-yaşam dengesi sağlayacaklarından iş verimliliklerinin artacağı görüşüyle savunulan sistem sayesinde iş yerlerindeki üretkenliğin artacağı düşünülüyor.
Özellikle uzun çalışma saatlerinden bunalmayan kişilerin daha enerjik olacakları ve kendilerini işlerine odaklama konusunda daha başarılı olarak aynı işi daha kısa sürelerde yapabilecekleri öngörülüyor.
Sistem ilk olarak şubat ayında İngiltere’de denenirken haftalık çalışma saatlerini 40’tan 32’ye düşüren 61 şirketten 56’sı bu sistemi daha uzun kullanmaya karar verirken 18 şirket ise bu sistemi uzun vadeye yayma kararı aldı.
Belçika’da yasalaştı
Belçika’da uygulanan sistemde ise günlük çalışma saatlerini artıran işçilere haftanın 3 günü dinlenme şansı tanınırken bu durum olumlu sonuçlar verince Hükûmet tarafından kısa süre içinde yasalaştırılmasına karar verildi.
Almanya’da konunun gündeme gelmesinin bir diğer sebebiyse Avrupa’da yarı zamanlı çalışan kişilerin havuzda oldukça yer kaplaması. Konuyla ilgili bir açıklama yapan IG Metall başkanı Jörg Hofmann çoğunluğunu kadınların oluşturduğu 11 milyon çalışanın yarı zamanlı işçilerden oluştuğunu ve bu durumun Avrupa’daki çalışanların yüzde 30’unu oluşturduğunu belirtti.
Uzmanlar sistemi mantıklı bulmuyor
İşçilerin büyük çoğunluğunun savunduğu sistem uzmanlar tarafından ise şüpheyle karşılanıyor. Konuya ilişkin Bild’e konuşan Regensburg Üniversitesi İstihdam Araştırmaları Enstitüsü’nde (IAB) görevli akademisyen Prof. Dr. Enzo Weber, haftalık çalışma saatlerinin keskin bir şekilde azaltarak iş verimliliğinde ciddi kazanımlar beklemenin pek de gerçekçi olmayabileceği uyarısında bulundu.
Sistemin makroekonomik açıdan pek olası görünmediğini belirten Weber, çalışma saatleri düşürülen çalışanların verimliliklerini yüzde 25 artırması gerektiğini belirtirken bu oranı yakalamanın gerçekçi gözükmediğini vurguluyor.
“Bazı sektörlerde imkânsız”
Sistemin otobüs şoförleri ya da bakım işçilerini olduğu sektörler gibi pek çok alanda imkânsız olduğunu da belirten Weber, sağlık vee konaklama sektörlerinde ise bu duruma uyum sağlanmasının oldukça zor olacağını belirtiyor.
Weber, IG Metall’in talep ettiği gibi metal işçilerinin çalışma saatlerin 35’ten 32’ye düşürülme talebi hakkındaysa gerekli olan verimlilik artışının yüzde 8,5 olduğunu ve bu oranın yakalanabilir bir hedef olduğunu söylüyor.
Weber ayrıca haftalık çalışma süresinin 4 güne düşürülmesinin rotasyonlu çalışma sistemine geçilmesine neden olabileceğini ki yarı zamanlı çalışanların olduğu sektörlerde zaten yıllardır uygulandığını aktarıyor.
Bild’e konuyla ilgili konuşan Mercedes CEO’su Ola Källenius ise 4 günlük sisteme geçildiği takdirde Almanya’nın uluslararası rekabette geri kalmasının oldukça olası olduğunu belirtti.
(BD)