Avrupa ülkelerinde yaşayan milyonlarca vatandaşımızın önemli bir kısmı memleketlerine araçlarıyla karayolundan yolculuk yapıyor. Kilometrelerce yol gelen gurbetçiler sılayolu ülkelerinden geçerken çeşitli uygulamalara takılıyorlar. Gurbetçiler özellikle yaz sezonunda gümrük kapılarında saatlerce beklemek zorunda kalıyorlar. Hırvatistan’ın sıkı gümrük aramalarından tutun Bulgaristan’ın keyfi uygulamalarına kadar bir dizi sorunla karşılaşıyorlar. Bunlarda yetmiyormuş gibi kendi ülkelerindeki gümrük kapılarında beklemeleri yolculuğu ayrıca çileye dönüştürüyor. Halen gümrük kapılarındaki bekleme çilesine bir çözüm bulunamadı. Bu da yetmezmiş gibi yeni uygulamalar deneniyor. Bu yıl yolcuları Türk gümrük kapısında gurbetçileri yorucu bir uygulama bekliyor.
Kapıkule’de yeni sistem
Sılayolu sürücülerini yakından ilgilendiren sınır kapılarındaki yeni uygulama “Yüz tanıma” sistemi. Bu yıl ilk kez yürürlüğe giren bu güvenlik sisteminde geçiş yapan her yolcunun yürü taranıyor. Yolcu bunun için aracından inmek zorunda kalıyor. Yaz aylarında araç ve yolcu sayısının çok olacağı göz önünde bulundurulduğunda sistemin ek bekleme sürelerine yol açacağı kesin. Buna bir de sistemde meydana gelebilecek aksaklıklar eklenirse yolcu yine saatlerce kuyrukta beklemek zorunda kalacak.
Prof. Dr. Erol Ulusoy Milliyet’te “‘Gurbetçi’lere yazık etmeyelim” başlıklı bir yazı paylaştı. Ulusoy, “Türkiye’ye girerken veya çıkarken istisnasız herkesin sınır kapısında araçtan inip kamera önünde yüz taramasından geçme zorunluluğu sürüyor. Uzun bir yolculuktan gelmiş gurbetçilerimizi potansiyel şüpheli olarak görmeden Türkiye’ye giriş ve çıkışlarını kolaylaştıralım.” dedi. Yazının devamında şunları belirtti.
“Daha önce de yazdık; Türkiye’nin Batı’ya açılan karayolu sınır kapıları olan İpsala, Pazarkule, Kapıkule, Hamzebeyli sınır kapılarında yapılan pasaport kontrolünün teknolojik olanaklarla desteklenmediğinden hem Türkiye’ye girişte, hem de Türkiye’den çıkışta uzun kuyruklar oluşuyor.
Önceden mevcut olmayan bir uygulama sebebiyle; pasaport kontrolü yapılan polis memurlarının bulunduğu kulübenin dışına bir kamera konulmuş.
Pasaport kontrol kulübesinin önüne gelen araçtaki bütün yolcuların birer birer araçtan inip, kameranın karşısına geçmeleri gerekiyor.
Bu bir yüz tarama kamerası. Pasaport kontrolüne ek olarak, pasaport hamilinin elektronik yüz taraması da yapılıyor. Böylece pasaportu ibraz eden ile pasaportun adına düzenlendiği kişinin aynı kişi olup olmadığı kontrol ediliyor.
Herkes geçmek zorunda
Önceden polis memurlarının kişinin yüzüne çıplak gözleriyle bakarak yaptıkları kontrolü şimdi yüz taramalı kamera ile yapmayı tercih etmiş İçişleri Bakanlığı.
Hiç unutmam, pasaportumda uzun saçlı bir fotoğrafım olduğu halde Alman pasaport kontrol memurunun önüne geldiğimde bir pasaporttaki resmime, bir bana birkaç kere bakıp bakıp durması üzerine, ki saçlarımı kökünden kazıtmıştım, memura, gözlere dikkat etmesi gerektiğini, gözlerin hiç değişmeyeceğini, ama saçların dökülebileceğini esprili bir şekilde söylediğimde, bana gülerek, ‘Kulaklar da hiç değişmez’ demişti.
Şimdi Türkiye’nin batı sınır kapılarında teknoloji kullanılıyor. Ama maalesef vatandaşa eziyet şeklinde bir uygulamayla…
Çünkü Türkiye’ye girerken veya çıkarken istisnasız herkes bu kamera önünde yüz taramasından geçmek zorunda.
‘İyiniyet asıldır…’
Kişi yaşlı mı, hasta mı, yürüme güçlüğü mü var, hiç fark etmiyor. Yaşlı da olsa, yürüme güçlüğü de olsa, bu kameranın önüne gelmek ve yüz taramasından geçmek zorunda. Kameralar sabit açılı olduklarından, kameranın tam açısına denk gelene kadar da eğilip bükülüp, sağa sola hareket etmedikçe yüz taraması gerçekleşmiyor, yolcu sınırı geçemiyor.
Bu şu anlama geliyor: Türkiye’ye giriş veya çıkış yapacak vatandaş veya yabancı herkes potansiyel kaçak geçiş şüphelisi…
Aksi olsaydı, sadece şüphelilerin yüz taramasından geçmesi gerekirdi. Ama öyle değil, istisnasız herkes şüpheli, yaşlısı da genci de, pasaportu olan herkes kaçak geçiş şüphelisi.
Oysa hukukta nasıl “herkesin iyiniyetli olması asıldır” diyorsak, pasaport kontrolünde de herkes yasal geçiş yapıyor diye bakmak, şüpheliler için ayrıntılı inceleme yapmak gerekmez mi?
Gümrükte de öyle, gümrüğe tabi eşya bulunmadığına yönelik beyan esas olup, gümrük muayene memurları sadece şüphelendikleri yolcuların eşyalarını kontrol ediyor.
Herkese potansiyel şüpheli ve suçlu gözüyle bakmak, başka rejimlerde uygulanıyor, Türkiye’de uygulanmamalı.”
Haberin tamamını buradan okuyabilirsiniz: https://www.milliyet.com.tr/yazarlar/prof-dr-erol-ulusoy/gurbetcilere-yazik-etmeyelim-6932394
(GŞ)