Yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın Türkiye’ye karayolundan seyahat ederken geçtiği ülkelerde sürekli bir “Kazıklanma” korkusu var. Gurbetçiler bu sebeple bir yerde konaklamaktan, mola verip yemek yemekten veya alışveriş yapmaktan çekinirler. İnsanların kafasında sürekli şu endişe var: “Ya başıma bir şey gelirse, ya benden fazla para alırlarsa?”. Bu endişelerinde haksız da değiller. Çünkü geçtiğimiz yıllarda Sılayolu ülkelerinde meydana gelen olaylara bakıldığında çok farklı mağduriyetlerle karşılaşıyoruz. Kimisinin aracındaki eşyaları çalınıyor, kimisinden benzincide fazla para alınıyor, kimisi restoranda kazıklanıyor, kimisinin de aracı ortadan kayboluyor. Şunu da belirtmek gerekir ki bu sadece Bulgaristan, Sırbistan gibi ülkelerde değil, aynı zamanda Türkiye’de de oluyor.
“Allah gurbetçiyi korusun”
Dünkü haberimizde gurbetçi vatandaşların Türkiye’deki alışverişleri sırasında başlarına gelen bir durumdan bahsettik. (Buradan okuyabilirsiniz). Vatandaşlarımızın konuşmasından, hareketlerinden ve kıyafetinden “Gurbetçi” olduğunu anlayan bazı esnafın, fiyatı iki katına çıkardığını hatırlattık. Haberimize TurizmAvrupa okurlarından farklı yorumlar geldi. Bir okurumuz “Gurbetçi bir yılda harcanacak parayı bir ayda harcıyor” yazarken bir diğeri “Dükkan dükkan dolaşıp fiyatları kıyaslayacak vaktimiz yok” demiş. Başka bir okurumuz da “Allah gurbetçiyi korusun” temennisinde bulunmuş. Elbette korusun ancak yurtdışında yaşayan vatandaşlarımızın da parasından olmamak için bazı tedbirler alması şart. Mağduriyetler genelde “Bilgisizlikten ve önlem almamaktan” kaynaklanıyor.
İlginizi çekebilir: Gurbetçi olduğumuzu çok mu belli ediyoruz?
Ne yapmak gerekir?
Peki vatandaşlarımız ister Sılayolu ülkesinde, ister Türkiye’de olsun nelere dikkat edip nasıl tedbir almalı?
Hangi ülke veya şehirde olursanız olun fark etmiyor. Başlıca kural “Gözü kapalı sipariş vermeyin ve ödeme yapmayın”. Örneğin bir restorana oturdunuz ve bir şeyler yiyeceksiniz. Bazı vatandaşlarımız ne yazık ki fiyatları önceden görmeden sipariş veriyor. Yedik ve içtikten sonra gelen faturaya ise şaşırıyor, hatta tepki gösteriyor. Ancak ne olursa olsun sonuçta yüksek de olsa istenen fiyatı ödemek zorunda kalıyorsunuz. Halbuki sipariş vermeden önce menüyü isteseniz ve önceden fiyatları görseni daha iyi olmaz mı? Bunu yapanlar daima bir adım önde oluyor ve hesapta hangi miktarın yazacağını önceden biliyor. Fiyatları bildiğiniz için kimse sizden fazla para da isteyemez. Bu sebeple herhangi bir hizmeti veya yiyeceği sipariş vermeden önce mutlaka önceden fiyatına göz atın.
Gelen ekstralara dikkat
Yemek yeme konusunda dikkat edilmesi gereken bir husus daha var. Bu özellikle turistik yerlerde çok sık yapılıyor. Siz menüye bakıp fiyatları öğrenmiş olsanız bile fatura yüksek gelebiliyor. Bunun sebebi masaya getirilen “Ekstralar”. Örneğin İtalya veya Yunanistan gibi ülkelerde bu çok sık yapılıyor. Masaya “İkram” gibi gelen bazı ön yemek, ekmek, içecek veya ufak atıştırmalıkların daha sonradan aslında ücretli olduğu ortaya çıkıyor. Hesabı ödeyen kişi neredeyse aa yemek kadar ek ödeme yapmak zorunda kalabiliyor. Bu sebeple masaya gelenleri sorgulayın. Daima fiyatını sorun. Eğer gelen ürünü zaten tüketmeyecekseniz “Bunu istemiyorum, lütfen kaldırın” deyin ve ücretini de ödemeyin.
Mutlaka fiş isteyin
Bir öneri de ödeme yapanlara: Mutlaka fiş isteyin. Fiş istenmeden yapılan ödemelerde sizden yüksek fiyat istenmesi mümkün. Eğer fiş alırsanız elinizde bir delil oluyor ve sizden fazla ücret istendiğini ispat edebiliyorsunuz. Bazı yerlerde fiş istendikten sonra fiyatı birden düştüğünü görebilirsiniz.
(A)
YASAL UYARI
Haberlerimizi izinsiz kullananlara duyurudur: Turizmavrupa.net sitesinde yayınlanan haberleri bizden izin almadan kendi sitelerinde kullanan veya Youtube video kanallarında okuyanlar bir süredir kayıt altına alınıyor. İster yurtdışında olsun, ister Türkiye’de fark etmiyor. Yapılan suçtur. Bunun yasal takibi yapılacaktır. Emek hırsızlığına kesinlikle izin verilmeyecektir. Saygıyla duyurulur