Bit pazarına sadece ekonomik durumu kötü olanlar gitmiyor. Bu tür pazarlar eski eşyalara merakı olanlar, piyasada arayıp bulamadığı ürünleri arayanlar veya boş vaktini geçirmek isteyenlerle dolu. Örneğin Almanya’da her hafta düzenli olarak yapılan pazarlara milyonlarca kişi gidiyor. İyi pazarlık yapanlar, piyasada çok yüksek fiyata satılan ürünleri oldukça makul miktarlara satın alabiliyorlar. Bir de eski ve “artık kimsenin işine yaramaz” diye satılan ürünler var. Birçok kişinin gördüğü ve dikkate bile almadığı bu tür ürünler bazen hiç umulmadık sürprizlere neden olabiliyor. Birkaç yıl önce Aurich kentinde yaşanan olay bunun en güzel örneği. Burada bit pazarında dolaşırken gözüne eski bir duvar saatini kestiren bir kişi, bunu uygun fiyata satın aldı.
Sahibi gelir mi?
Eve varınca saati inceleyen adam, kaplamanın altında 50 bin Mark gizlendiğini fark etti. Eski sahibi tarafından mark zamanında saklanan parayı görünce şaşkına dönen adam, “Belki sahibi bulunur” diyerek parayı oturduğu şehirdeki kayıp bürosuna teslim etti. Almanya’da kurallar gereği bulunan para 6 ay boyunca bekletilmek zorunda. Yani sahibine parasını teslim alması için aylarca süre tanınıyor. Eğer sahibi bu süre içinde başvuruda bulunup parasını alırsa, bulan kişiye de ufak miktarda bir “hediye” vermek zorunda. 50 bin Mark örneğinde bu miktar 770 Euro olacaktı. Ancak beklenen bu sürede kimse parasını almaya gelmedi.
6 ay bekledi
6 ay sonra tekrar kayıp bürosuna başvuran bit pazarı talihlisi, “Para artık size ait” cevabını aldı. Yetkililere göre paranın asıl sahibi ya bunu sakladığını unuttu ya da çoktan hayatını kaybetti. Sonuçta bulan kişi sadece işlem parası olarak 576 Euro ödemek zorunda kaldı. Banknotları merkez bankasında bozduran kişi yaklaşık 25 bin Euro’nun sahibi oldu.
(A)