Birçok kazanın sebebi olan ”yol hipnozu” nedir?
Uzun yolda araç kullanan hemen herkes, büyük ve görünür renge boyanmış bir TIR’a fren yapmadan arkadan çarpmış, yol ayrımını fark etmeyerek refüjlere girmiş araçların karıştığı kazalara şahit olabiliyor. İlk bakışta göz göre göre geldiği düşünülen ve çoğu zaman da sürücünün uyuyakalmasına veya dalgınlığına bağlanan bu üzücü manzaranın arkasından, bazen çok daha karmaşık olabilen ‘’yol hipnozu (Highway Hypnosis)” fenomeni çıkabiliyor.
Yol hipnozu nedir?
Yol hipnozu, tanımlanması 1921 yılına dayanan, birçok kazaya sebebiyet verdiği ise ancak 1950’lerde anlaşılan, uykuyla uyanıklık arasındaki bir hali ifade eden bir durumdur. Özellikle uzun süre araç kullananlarda ortaya çıkan bu durum, sürücünün yoldaki uyarıcılara karşı duyarsızlaşarak otomatik bir biçimde aracı sürmeye devam etmesini ifade eder. Buna göre sürücü motor hareketlerle araç kullanmaya devam ederken, sürücün beyni dışarıdaki uyaranlara karşı duyarsızlaşır. Uzun süre araç kullanan kişi aracı kullanmaya devam ederken, çevredeki diğer araç ve yoldaki çalışma gibi değişkenlerin farkına varamaz. Böylece fiziksel olarak uyanık ve yolu izliyor gibi görünen bir sürücü, diğer bir araca veya bir refüje çarpma anına kadar çarpacağından haberdar bile olamaz. Yol hipnozu ile ilgili yapılan araştırmalarda ise, bazı sürücülerin yol hipnozu halinde düzgün olarak arabayı kontrol ediyor göründüğü süre içerisinde bile, çevrelerindeki araçların renk ve modellerini, tabelaları, yolun kenarındaki bina ve insanları algılamadığı ortaya çıkmıştır. Bu durumdaki bir sürücü sadece şeritleri takip edebilir iken, görüş mesafesini kısıtlayacak bir engel olmamasına rağmen adeta görüşü engelleyen bir sis bulutunun içerisinde araç kullanır. İçinde bulunan kişi tarafından farkedilmesi neredeyse mümkün olmayan bu süreç içerisinde, sürücü araç kullanmayı devam ederken aklı başka bir yerdedir.
Yol hipnozuna yakalanmamak için ne yapmalı?
Yol hipnozunun hangi sürücüde neden ortaya çıktığı ise bilinmemekte. Sürücünün dinlenmiş bir şekilde yola çıkması önemli olmakla beraber, bir tür uyku hali olan yol hipnozunun bildiğimiz anlamda uykusuzlukla bir alakası görülmemekte. Uzmanların, yol hipnozuna maruz kalmamak için bulunduğu tavsiyelerin başında ise mola vermek geliyor. Kendisinin, sevdiklerinin ve diğer sürücülerinin hayatını korumak isteyen sürücülerin, her iki saatte bir mola vermesi öneriliyor. Yola çıktıktan sonraki ikinci saatten sonra yol hipnozu ihtimali yükselir iken, mola verilmeden yola devam edilen her an yol hipnozu ihtimalini artırıyor. Kısa da olsa araçtan inerek verilecek molalar, özellikle gece sürüşlerinde daha da tehlikeli olan yol hipnozu riskini düşürerek, sürücüler için daha düzenli bir sürüşü mümkün kılıyor.
(SA)