Memleket hasretini gidermek için otomobilleriyle farklı ülkelerden geçerek Türkiye’ye varan gurbetçilerle ilgili üzücü haberler gelmeye devam ediyor. Son haftalarda “Uykusuz” direksiyon başına geçtiği için kaza yapanların sayısında artış oldu. Dünkü haberimizde de dikkat çektiğimiz gibi, vatandaşlarımız sırf birkaç saat erken varma uğruna dinlenmeden araç kullanıyorlar. Buradan okuyabilirsiniz: https://turizmavrupa.net/turkiyeye-erken-varma-yarisi/
Büyük çoğunluk sık sık mola veriyor ancak bunun için otoyol kenarlarındaki benzincileri veya dinlenme tesislerini seçiyor. Birkaç saat aracın içinde veya hava güzelse aracın yanında yerde uyuyor ve daha sonra yola devam ediyorlar. Bu yöntem hem güvenli değil, hem de rahat değil. Çünkü hırsızlar bu durumu fırsata çeviriyorlar. Geçtiğimiz yıllarda birçok gurbetçi özellikle benzin istasyonlarının park yerlerinde gasp edildi.
Sadece Bulgaristan değil
Üstelik bu tür gasp olayları en çok korkulan Bulgaristan’da değil, Türkiye’de oluyor. Gurbetçilerin yorgun vaziyette Türkiye’ye giriş yaptığını ve mutlaka bir benzincide dinleneceğini bilen hırsızlar, tenha yerlerde gözlerine kestirdikleri araçları soyuyorlar. Bunun için genelde önce aracın lastiklerine zarar veriyorlar (Takip edemeyin diye), daha sonra da aracın camını kırıp içindeki değerli eşyaları alıyorlar. Son yaşanan olayda Hollanda’dan bir aile benzer şekilde Nevşehir yakınlarında gaspçıların kurbanı oldu. Hem araçta maddi hasar oluştu, hem de gurbetçiler yaralandılar. Buradan okuyabilirsiniz: https://izinyoluhaber.com/hollandadan-tatile-gelen-gurbetci-aileye-gasp-ve-soygun-soku/
Buna değer mi?
Bu tür olaylara bakıldığında insan kendine şunu sormadan edemiyor: Buna değer mi? Sılayolu sürücüleri bir otelde dinlenip dinç bir şekilde yola devam etmek yerine neden benzincilerde araçta veya yerde uyumayı tercih ediyorlar? Örneğin son olayı ele alalım. Vatandaşımız Nevşehir’deki herhangi bir otelde dinlenebilirdi. İnternetten fiyatlara baktığımızda 2-3 çocuklu bir ailenin otelde bir geceliğine 56 Euro ödemesi gerektiğini görüyoruz. Buna park yeri dahil. Farklı fiyat sınıflarında oda bulmak da mümkün. Şimdi bu 56 Euro’yu vermemek için bu riske girmeye değer mi?
Uyuyup yola çıksanız ne olur?
Lüks araçlarıyla Türkiye’ye seyahat edenlerin biraz da kendisine bu soruyu sorması gerekiyor. Sonradan çoğu büyük pişmanlık yaşıyor ve “Keşke yapsaydım” diyorlar. Ancak biz de şunu diyoruz: “Keşke bunu önceden düşünseydiniz”. Avrupa’da yaşadığınız ülkeden yola çıkıp Türkiye’deki hedef noktaya varmanız yaklaşık 2 gün sürüyor. Yani bu yolculuk esnasında sadece 1 kere otelde kalmanız yeterli. Yapılacak harcama 100 Euro’yu geçmiyor. Bu sürücü gece rahat bir yatakta uyuduktan sonra sabah kalkıp çayını veya kahvesini içse ve güzel bir kahvaltı yaptıktan sonra yoluna devam etse olmaz mı? Aslında bu çok da zor ve pahalı bir şey değil. Fakat buna rağmen bazı vatandaşlarımız ısrarla bu imkandan faydalanmıyor ve yollarda perişan oluyor.
Bu soruyu kendinize sorun
Aracınızın zarar görmesi, yaralanmanız, paranızın ve diğer değerli eşyaların çalınması, uykusuz direksiyon başına geçtiğiniz için kaza yapmanız…Bütün bu riskleri göz önünde bulundurun ve lütfen bu yazdıklarımızı bir düşünün. Sırf bir otel odasına 56 Euro ödememek için bu kadar riske girmeye değer mi? Üstelik otellerin kapalı otoparkları olanlar da var. Yani hem kendiniz rahat edeceksiniz hem de güvenli bir şekilde aracınızı otoparka bırakacaksınız. Karar sizin…
(A)